Ana Sayfa/Sahaf
  • Abdullah Biraderlerden nadir “albümin gümüş baskı” Osmanlı dönemi İstanbul fotoğrafları (1880-1900). 25×18 boyutlarında üç fotoğraf, 76×33 dönem çerçevesi içine yerleştirilmiş. Abdullah Freres imzalı. Yukarıdan aşağıya ilk fotoğraf,  Atmeydanı ve Sultan Ahmet Camii’nin geniş kadrajlı çekimidir. Fotoğrafta meydanın sol tarafında Dikilitaş ve çevresinde sahipleri tarafından gezdirilen iki at görünmektedir. İkinci fotoğraf Rumeli Hisarı’ndan Aşiyan’a inen ve “Aşiyan Yolu” olarak bilinen yolu göstermektedir. Üçüncü fotoğraf ise Sultan II. Mahmut Türbesi’nin içinde bulunan II. Mahmut ve Abdülaziz’in sandukaları ve rahle başında arkası dönük olarak Kuran okuyan molla kavuklu şahsı göstermektedir.
    Kondisyon: 7/10
    Değerlendirme notu: Abdullah Biraderler / Freres ticari unvanıyla anılan Ermeni asıllı Viçen (1820–1902), Hovsep Abdullahyan (1830–1908) ve Kevork (1839–1918) kardeşler, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk fotoğrafçılarındandır. Dönemi itibariyle ressam olarak anılan Biraderler, Osmanlı’da Harem’e girme imtiyazına ve “Ressam-ı Hazret-i Padişahî” unvanına sahiptir. Abdullah Kardeşler, 40 küsür yıl boyunca İstanbul ve Anadolu’da tarihî eser ve manzaralar ile insan portrelerini fotoğrafladılar. Halkın mahallî kıyafetlerini ihtiva eden albümlerini 1867 yılında Paris Sanat Sergisi’ne yolladılar. Maarif koleksiyonunun ayırt edici özelliklerinden biri de 150 yıl önce Paris Sergisi’ne gönderilen insan portrelerini ihtiva etmesidir. Sultan Abdülmecid, fotoğraf çektiren ilk Osmanlı padişahı olarak bilinir. Resmi Abdullah Biraderler çekmiştir. Abdullah Biraderler fotoğraflarını çektikleri ecnebi hükümdarlardan 8 nişan ve 3 madalyadan başka çok sayıda tebrik ve takdir alırlar. Sultan 2. Abdülhamit Abdullah Biraderler fotoğraflarının önemli kısmını Yıldız sarayındaki fotoğraf albümlerinde toplar. Osmanlı’nın tanıtımı ve devlet siyasetinde fotoğrafı etkin şekilde kullanan 2. Abdülhamit, 51 albümü 1893 yılında Amerikan Kongresi’ne gönderdi. Amerikan Kongre Kütüphanesi de Abdullah Biraderler arşivini ilk kez 2015 yılında dünya kamuoyuna açtı. Abdullah Biraderler başta olmak üzere Sebah & Joillier gibi sanatçılara ait 911 albüm ve 36 bin 585 kare fotoğraftan oluşan Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu 2019 yılı için ’UNESCO Dünya Belleği Mirası Listesine’ Türkiye’nin iki adayından biri olarak belirlendi.
     
  • İstiklal Marşı bugüne kadar Sülüs / Cel-i Sülüs nizamında ilk defa hattat Bekir Er tarafından yazıldı. Altı ayda tamamlanan eser dev boyutlarıyla dikkat çekiyor. Tezhip sanatının en güzel örneklerinden birini oluşturan ay yıldız motifleri ile Esma'ül Hüsna'ya atfen 99 selçuklu yıldızında 22 ayar altın kullanıldı. Eserin temel vasıfları şöyledir: Hattat: Bekir Er Tezhip: Füsun Er, Gülten Aslantaş, Serap Ekizler Sönmez Yazı türü: Sülüs / Cel'i Sülüs Ebat: 225 x 150 cm. (Çerçeveli, 248x173 cm.) Tarih: Hicri 1439 (2018) Sülüs nizamındaki İstiklal Marşı, el yapımı, asitsiz, yumurtayla aharlanmış ve elle boyanmış özel kağıda yazıldı.  Çerçeve ve camı da özel imalatla elde edildi.
    Provenance: Bekir Er
    Kondisyon: Çok iyi (10/10)
    Değerlendirme notu: Hattatlar, yazacakları ibareyi uzun denemelerden sonra uygun yazı çeşitleriyle en güzel terkip haline getirmeyi varlık sebepleri olarak görüyor. Harflerin baş, gövde veya uzantılarının satır çizgisi üstünde yahut altında yer alması kaidelerle belirleniyor. Buna “hattın satıra oturtulması” deniliyor. Satır nizamında zaruret dolayısıyla harflerin birkaçı esas yerine göre daha üste veya alta alınırsa bu uygulama istif niteliğiyle değerlendirilmiyor. Sülüs veya celî sülüsle istif hazırlanırken bina inşaatında temelden yukarıya doğru katların yükselişi gibi harf ve harf gruplarının da âdeta kat üstüne kat bindirilerek tertiplenmesine dikkat ediliyor. Sülüs ve celîsinde istif yapabilme melekesini kazanmak ayrı bir kabiliyet gerektirir. Bu sebeple sülüs ve bilhassa celî sülüsle uğraşanlar için ayrı bir ihtisas konusu olan istif celî sülüsün tamamlayıcısı olarak bu sanatın öğreniminde son merhaledir. Hattat Bekir Er, İstiklal Marşı hattıyla "son merhale" olarak adlandırılan seviyede çıtayı yükseltmiş görünüyor.
     
  • Willem Janszoon Blaeu’nün (1571 – 21 Ekim 1638) “Turcicum Imperium” (Türk İmparatorluğu) başlıklı haritası, özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun 17. yüzyıldaki topraklarına odaklanır; sınırlarını, büyük şehirlerini ve diğer önemli coğrafi özelliklerini gösterir. Ayrıca, Hollandalı hükümet yetkilisi, tüccar ve bilim adamı (1588-1658) David de Wilhem’e ithaf edilmiştir. “Doğu Akdeniz’i ve Arabistan ile Ortadoğu’yu kapsayan antik Osmanlı İmparatorluğu haritası.” Basım tarihi: 1640 Bakır gravür, kağıt üzerine basılmıştır. El boyaması Boyut: 45.5 x 58,5 cm.
    Kondisyon: Çok iyi (9/10) Kağıdın yaşına bağlı olarak sayfa kenarlarında kısmi ve rahatsız etmeyecek seviyede sararmalar mevcut.
    Değerlendirme notu: Willem Janszoon Blaeu (1571 – 21 Ekim 1638); Hollandalı haritacı, atlas yapımcısı ve yayıncıdır. Oğlu Johannes Blaeu ile birlikte Blaeu ailesi, 16. ve 17. yüzyıllardaki altın çağını yaşayan Hollanda ve Hollanda haritacılık ekolünün en önemli figürüdür. Willem Blaeu, ilk kartografik çalışması olan bir küreyi 1599’da, ilk basılı haritasını -Hollanda haritası- 1604’te yayınladı. Ayrıca, deniz haritacılığında da uzmanlaşan Blaeu, Het Licht der Zeevaert (Zeevaert’in Işığı) pilot kılavuzunun ilk baskısını 1608’de yayınladı. Otuz yıl kitap, duvar haritaları, küreler, çizelgeler ve pilot kılavuzlar yayınladıktan sonra, 1630’da çıkardığı ilk atlası, Atlas Eki ile birlikte Blaeu’nun büyük atlas yapımı geleneği başlamış oldu. 1633’te Doğu Hindistan Şirketi’nin (Dutch East India Company – VOC) hidrografçısı olarak atandı. Böylece, en güncel haritalara erişim imkanı ile neredeyse kusursuz haritalar, atlaslar basılmasına olanak sağlandı. Blaeu’nun haritaları; doğrulukları, ayrıntılı dekoratif unsurları ve titiz haritacılık özellikleri ile büyük saygı görüyordu. Genellikle Blaeu’nun hem bilimsel hassasiyete hem de estetik çekiciliğe olan bağlılığını sergileyen süslü kartuşlar, illüstrasyonlar ve süslemeler içeriyordu. Referans: Van der Krogt 2, 8100:2.
     
    • Çevirmen: Caroline Tilton (İtalyanca 7. edisyon)
    • Yayıncı: G.P. Putnam's Sons, New York, 1887.
  • Yunan okullarının kullanımı için 1859'da Atina’da basılmış Asya haritası. 51 x 44 cm. (çerçeveli, 55,7 x 48 cm.)
    Provenance: V. K.
    Kondisyon: Çok iyi (9/10)
    Değerlendirme notu: Orijinal Yunancadır. Dönem çerçevesi içindedir. Oyma plakadan baskı yöntemiyle yapılmış ve sınırlar elle boyanarak renklendirilmiştir. Sol alt köşesinde Yunanistan’da okulların kullanımı için hazırlanan bir atlasta yer almak üzere G. Coleman’dan oyulduğu bilgisi yer almaktadır. Atina’da Christos Christodolou tarafından basılmıştır. Asya Kıtasındaki ülkeler yanında Hint Okyanusu ve Pasifik Okyanusu’ndaki ülkeleri göstermektedir. Haritanın ilginç yanlarından birisi 1859 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarını Türkiye olarak adlandırmasıdır.
     
  • "Kendi bölgeleri yanında vergi ödeyen ve bağımlı bölgeler ve genel valilikleri içeren, Avrupa, Asya ve Afrika’yı Kaplayan Büyük Türk İmparatorluğu'nun en doğru ve özenli haritası: Matthaus Seutter, İmparatorluk Baş Coğrafyacısı." "Magni Turcarum Dominatoris Imperium per Europam, Asiam et Africam, se extendens Regiones tam proprias, quan tributarias et clientelares ut et omnes Beglerbegatus sive Praefecturas Generales oculis sistens accuratissima cura delineatum per Matthaus Seutter, S.C. Maj. Geogr. Aug. Yapılma tarihi: 1727 Basılma tarihi: 1740 62,5 x 51,5 cm. boyutlarında. Elle renklendirilmiş. Nadir bulunan orijinal antika harita. Atlas Novus'ta (1740) yayınlanmıştır.
    Kondisyon: İyi (8/10) Kağıdın yaşına bağlı rahatsız etmeyecek seviyede  sararmalar vardır.
    Değerlendirme notu: Harita, Osmanlı İmparatorluğu'nun uzun hükümranlığı süresince kontrolü altına aldığı çeşitli bölgeleri göstermek üzere renklendirilmiştir. Sol alt köşede, Augsburg’lu gümüşçü Abraham Drentwet'e atfedilen büyük dekoratif bir başlık kartuşu bulunmaktadır. Haritanın sağ alt köşesinde ise harita için bir anahtar ve açıklamalar bulunmaktadır. Haritanın ilk yapılma tarihi 1727’dir ve “Matthäus Seutter Chalcogr.” İmzasıyla, Atlas Novus’un 1730 baskısında yer almaktadır. Müzayedeye sunduğumuz haritanın sol alt köşesinde bulunan başlıkta ise Seutter’in adı 'S.C. Maj Geogr. Aug.' ünvanıyla birlikte yer almaktadır.  Bu imza, haritayı Seutter’in diğer eserlerinden farklılaştırır. Zira bu ünvanın yer aldığı pek az örnek vardır. Bu örneklerden bir diğeri de British Museum'da bulunmaktadır.
    Georg Matthaus Seutter kimdir? Augsburg’lu harita yayıncısı Georg Matthaus Seutter tarafından yapılan bu muhteşem harita,  Osmanlı İmparatorluğu’nun kendi bölgeleri yanında vergi ödeyen ve bağımlı bölgelerini ve Genel Valilikleri içermektedir. Batıda İtalya’dan doğuda Hazar Denizi’ne kadar olan bölgeyi tasvir eder. Kırım ve Kafkaslar: Gürcistan, Çerkesya ve Ermenistan da dâhil edilmiştir. Güneye doğru Arabistan’ın tamamını ve Afrika Boynuzu’nun kuzey ucunu içerecek kadar genişletilmiştir. Genel olarak doğru olmakla birlikte, bazı kartografik anormallikler içerir. Örneğin Ölü Deniz fazla büyük ve şekilsiz görünmektedir; Nil Delta’nın hemen batısında büyük ve var olmayan bir göl bulunmaktadır. Sol alt köşede yer alan kartuşta Osmanlı İmparatoru, gösterişli bir şekilde giyinmiş ve tahtta tasvir edilirken, önünde iki adam eğilir ve ona hazine sunar. Başlığın sağ tarafındaki resimler daha çok simgesel göndermelere sahiptir ve bir Avrupalı bir küre tutarken, yanında bir aslan, Asclepius’un Asası, Medusa başlığı kalkanı ve mızrak bulunur. Üstte melekler trompet çalmaktadır. Haritanın sağ alt köşesinde ise harita için bir anahtar ve açıklamalar bulunmaktadır. Matthäus Seutter (1678 - 1757), 18. yüzyılın en önemli ve üretken Alman harita yayıncılarından birisidir. Seutter, bir altın işçisinin oğlu olarak doğmuştur. Kariyerine bir bira üreticisinin yanında çıraklık yaparak başlamıştır. Bira işinden memnun olmayan Seutter, Nürnberg'e taşınarak, Ünlü gravürcü J. B. Homann'ın çırağı oldu. Daha sonra Augsburg'a dönerek önemli sanat yayıncısı Jeremiad Wolff (1663 - 1724) için haritalar ve diğer baskılar kazımaya devam etti. Bir süre sonra Augsburg'da kendi bağımsız kartografik yayıncılık firmasını kurdu. İlk yıllarında zorluk çekmesine rağmen, kazıma becerisi ve harita üretimine olan bağlılığı, Seutter'ı zamanının en üretken yayıncılarından biri yaptı. 1731/32 yıllarında Seutter, Alman İmparatoru Karl VI tarafından "imparatorluk coğrafyacısı" unvanı verilerek onurlandırıldı ve 1741 yılında haritaları için bir baskı ayrıcalığı elde etti. Bu iki önemli olay, haritalarının tarihlemesine yardımcı olmaktadır. Seutter'ın en erken haritaları sadece adıyla imzalanmıştır, daha sonra "Chalcographus" (kazıcı) ifadesini imzasına eklemiştir. 1731/32'den sonra ise haritalarında kendisini genellikle "imparatorluk coğrafyacısı" olarak tanımlamıştır. Bu ifade genellikle "Sac. Caes. Maj. Geogr." veya "S.C.M.G." (Latince) veya "I.R.K.M.G." (Almanca) şeklinde kısaltılmıştır. 1741'den itibaren ayrıca "Cum Gratia et Privilegio S.R.I Vicariatus in partibus Rheni, Franconici et Sueviae Iuris" ifadesi haritalarına eklenmiştir. Ölümüne dek kartograflığı ve harita yayıncılığını sürdürdü. Ölümünden sonra firma oğlu Albrecht Carl’a miras kaldı. 1762’de Albrecht de ölünce, firma damadı Tobias Conrad Lotter ve Johann Michael Probst tarafından satın alındı. Abraham Drentwett (1647 - 1729) ise önemli bir Augsburg’lu sanatçı ve gümüş ustasıdır. En iyi bilinen eserleri büyük ölçüde günümüze kadar gelmiş olan ustalıklı gümüş işlemeleridir. Drentwett, zaman zaman Matthaus Seutter ve diğer Augsburglu harita yayıncıları için dekoratif süslemeler ve kartuşlar yapmıştır.
     
    • Osmanlı hat mektebinin kurucusu kabul edilen Şeyh Hamdullah’tan (1436- 1520) sonra akla gelen ilk büyük hattat Hafız Osman’ın (1642-1698) emsalsiz, müzelik eseri.
    • Günümüze kalan yapıtları Topkapı Sarayı Kütüphanesi, Sabancı Müzesi ve Nasser D. Khalili koleksiyonlarında bulunmaktadır.
    • Danışmanımız hattat Bekir Er'in ifadesiyle "safkan Hafız Osman hattı"... Er'in görüşü hat koleksiyoneri ve bilirkişi İbrahim Ethem Gören tarafından da teyit edilmiştir.
    • Tarihi hattan dikkat çeken ifadeler şöyle:
    "Kadınlara ve yaşlı adamlara vefa, cefadan daha güzeldir." Transkript: "Eleysel vefâü aninnisaü adiymün ve cefâün ve hünne. Alerricâli kadiymün nigmel mekal." “Bu ilmi sonraki nesillerden dürüst ve kabiliyetli olanlar alıp aktaracak ve onu cahillerin yorumlarından, bâtıl ehlinin istismarından ve haddi aşanların saptırmalarından koruyacaktır.” (Nesih hattıyla Hadis-i Şerif)
    • Kondisyonu çok iyi.
    • Dönemi itibariyle uygun ebatta; 14.5x19 cm.
    • Hattın ilk sahibi koleksiyoner M. H. E.'un verdiği bilgiye göre eser, 1990 başlarında Ankara'da Kent Otel'de düzenlenen bir müzayededen satın alınmış, takriben 30 yıl boyunca aynı duvarda tutulmuştur.
    ____________________________ Hattat Hafız Osman Efendi (1642-1698) Hafız Osman Efendi, Osmanlı devri hat sanatının efsane isimlerinden biri belki de birincisidir. Osmanlı hat mektebinin kurucusu kabul edilen Şeyh Hamdullah’tan (1436- 1520) sonra akla gelen ilk kişi Hattat Hafız Osman’dır. Yazdığı çok sayıda her türden yazıları, bilhassa Mushaf-ı şerifleri ve yetiştirdiği çok değerli ve çok sayıda çırakları sebebiyle “hüsn-ü hat” tarihinde büyük şöhrete ulaşmıştır. Sultan II. Mustafa'ya, III. Mustafa'ya, şehzadeliği sırasında III. Ahmed'e hocalık yaptığı devlet kayıtlarında sabittir. Hafız Osman Efendi, bugün bile hat dünyasında en çok yazılan ve çok da rağbet edilen Hilye-i şerif yazma an’anesininin kurucusudur. Uzun zamandır yaygın olan yazıları resimsel bir tasarım halinde toparlayarak, bu sanatın standardını oluşturmuş; hilyeler duvar dekorasyonu veya yüzey süsü olarak diğer dinlerin geleneğindeki figür resimleri fonksiyonunu görür olmuştur. Hâfız Osman ölümünden üç dört yıl önce felç geçirmiş, ancak uygulanan tedaviyle hastalığı hafif atlattığından yazılarında bir gerileme görülmemiştir. Kaynakça: TDV İslâm Ansiklopedisi, 15. cilt, İstanbul, 1997. Cl. Huart, Les calligraphes et les miniaturistes de l’Orient musulman, Paris, 1908. Kemâl Çığ, Hattat Hâfız Osman, İstanbul 1949. M. Uğur Derman, Türk Hat Sanatının Şâheserleri, İstanbul, 1982.
  • İstanbul’un basılı ilk haritası… (*)
    Güngörmez Kilisesi (**)
    • Hartmann Schedel (1440-1514)
    • Liber Chronicarum / Nürnberg Kroniği (Dünya Tarihi), 1493 (***)
    • Ağaç baskı, 342 x 304 mm.
    • Fanila kağıt baskısı
    • Çok nadir (****)
    (*) Başlığa dair temel bilgiler:
    • Müzayedeye sunduğumuz gravür haritayı, perspektif – plan olarak da tanımlayabilirdik. Ancak genel anlayışına uyarak “harita” adlandırmasını tercih ediyoruz.
    • Bilinen ilk İstanbul haritası aslında Floransalı din adamı Christoforo Buondelmonte’ye aittir. Harita, 1422 yılında hazırladığı yazma atlasta yer alır. (Urbis Constantinopolitanae … Biblioteca Apostolica Vaticana, env. no.: Vat. Cod. Urb. Lat. 458)
    • Buondelmonte’nin planı yazma olduğu için Hartman Schedel’in gravürünü İstanbul’un (Konstantinopolis’in) basılı ilk haritası kabul ediyoruz.
    • Harita, 1500’lü yıllardan öncesine ait olması sebebiyle “incunabula” yani beşik baskıdır.
    (*) The first published map of İstanbul —————–
    • The Liber Chronicarum by Hartmann Schedel printed in Nuremberg by Anton Koberger in 1493, or Nuremberg Chronicle as it is generally called, is one of the most important German incunables and the most extensively illustrated book of the 15th century.
    • The map is recorded as having been printed in 1493 but actually represents Byzantine Constantinople prior to the Ottoman conquest.
    • There are only five maps in The Schedel’s book that concentrate on Istanbul and the Bosphorus. The illustration of lightening striking the Güngörmez Church is the distinguished and themed one.
    (**) Haritaya dair detay bilgiler ————————
    • Folyo 257 recto numaralı Güngörmez Kilisesi haritası, tematik vasfı itibariyle dünyadaki ilklerden biri sayılıyor. Haritada, Güngörmez Kilisesi’ne düşen yıldırım anlatılıyor.
    • İstanbul, 1490 yılında büyük bir kasırga felaketi yaşar. Şiddetli fırtınadan sonra yıldırımlar düşer, yağmurlar sel olur. Yıldırımlardan biri Güngörmez Kilisesi’ne isabet eder ve çıkan yangında üç bin insan ölür, dört mahalle (800 hane) harabeye döner. Hüseyin Ayvansarayi (Hadîkatü’l-cevâmi‘de) Kabataş Camii’nden bahsederken, (fetih sonrası) baruthâne olarak kullanılan kilisenin havaya uçan kubbe parçalarından birinin denize düştüğünü, bu nedenle bölgeye “Kabataş” denildiği rivayetini aktarır. (TDV İslam Ansiklopedisi, 1992, İstanbul, 5. cilt, sy. 94 – 96)
    • 1490 yılındaki kasırgada, Ayasofya’nın (lat. S. Sophia, Hagia Sophia) güneyindeki Iustinianos sütunu yıkılır. Iustinianos sütunu dikkate alınırsa; Ayasofya’nın güney doğudan betimlendiği anlaşılmaktadır. Bizans kaynaklarına bakılırsa kilise Alypios Manastırı yakınlarında yer almaktaydı (Berger ve Bardill, 1998, sy. 18). Hagia Sophia Kilisesi’nin solunda Iohannes Prodromos (tr. Vaftizci Yahya) Kilisesi görülür. Kilisenin üstünde Latince bir kısaltma ile “Joh[ann]is bapt[is]te” kelimeleri okunur. Bu yapı Diipion’daki aslen Iohannes Theologos’a (tr. İncilci Yahya) adanan kilisedir.
    • Bu binanın solunda hippodromos’un sphendone’si kalıntı halinde yer alır. İki obelisk sphendone’nin sağına yerleştirilmiştir. Kalıntıların hemen altında Latince olarak “Destruct[i]o antiqua” (tr. yıkılmış eski bina) yazmaktadır. Biraz daha aşağı ilerlendiğinde kubbeli sade bir bina kalıntısı vardır ki; bu yapı Berger ve Bardill’e göre muhtemelen I. Basileios dönemi (867-886) Nea Ekklesia ile ilişkilendirilen ve Osmanlılar tarafından kullanılmış olan Güngörmez Kilisesi’dir.
    • Hagia Sophia’nın sağ tarafında kubbesi görünen bina Hagia Eirene Kilisesi’dir. Ne var ki kilisenin üstünde Latince olarak “S. joh[ann]es Crisostoma” (yu. Iohannes Khrisostomos) yazılıdır.
    • Bu yapıdan sağa doğru ilerlendiğinde Topkapı Sarayı’nı simgeleyen bir yapı grubu göze çarpar ve bu yapıların üstünde Latince olarak “Domus mag[ni] turci” (Büyük/Muhteşem Türk Sarayı) yazmaktadır. Bu yapıların çevrelediği güneye uzanan alanda Latince “Viridarium” (tr. bahçe) kelimesi okunur ve şüphesiz birkaç ağaçla zenginleştirilmiş bu yeşil alan Topkapı Sarayı’nın bahçesini temsil etmektedir.
    • Bahçeden güneye, tasvirin sağ köşesine gelindiğinde sur içinde kubbesi ve kubbenin tepesindeki aydınlatma kubbesi görünen yapı Mangana ile Kynegion arasında bulunan Manganalı Georgios Manastırı’dır. Yapının üstündeki Latince kitabede “S. geor[g]ius” kelimeleri okunmaktadır. Tasvirin merkezinde, tasvirde geniş bir yer kaplayan ve Latince “Stabula cameloru[m] / Stabula equoru[m]” kitabelerinin göze çarptığı yapı Seraglio’ya ait -en büyüğü- deve ve atların tutulduğu sonradan Ahırkapı olarak adlandırılan yeri simgeler.
    • Ahırkapı’nın solunda, (daha önde) benzerlerini Selçuklu hanlarında görebileceğimiz köşk mescitleri andıran yapı görülmektedir. Burada herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Bu ilginç binanın solunda ise birbirine iliştirilmiş ve sur içinde gösterilen kayıkhane göze çarpar. Bunlar Kumkapı cephaneliğine aittir ve Sophia Limanı’nda yer alan kayıkhaneleri temsil etmektedirler. Gravürün ön kısımda bir kadırga ve filika betimlenmiştir.
    Schedel – Liber Chronicarum kitabının 1493 tarihli latince baskısından dört nüsha Cambridge Üniversitesi Kütüphanesinde tutulmaktadır. Yukarıdaki nüsha elle renklendirilmiş olan baskıdır. (***) Schedel’in kitabı 1400’lü yıllarda basılan en sofistike kitaplardan biridir.
    • Nürnbergli Alman fizikçi ve tarihçi Hartmann Schedel, Orta Çağ ve Rönesans’ın yazılı kaynaklarına dayalı ve Latince olarak kaleme alınan Nürnberg Kronikleri, 1493 yılının Haziran ayında bitirir. Baskıyı dönemin en ünlü baskı ustası ve kitap satıcısı Anthonien Koberger (circa 1440/45-1513) yapar.
    • Wilhelm Pleydenwurff (1450-1494) eserin metnini görsel olarak destekleyecek ahşap baskılarını hazırlar.
    • İlk olarak Latince -Antiqua Rotunda karakterde- yayımlanan eser, Georg Alt tarafından Almanca’ya tercüme edilerek Aralık 1493’te yeniden yayımlanır.
    • Eserin ilk iki edisyonunun yayımlanmasının üç yıl sonra tıpkıbasım uzmanı ve yayıncı Johann Schönsperger (circa 1455-1521 öncesi) eserin Almanca olarak, aynı metin ve aynı sayıda ahşap baskı tekniğindeki resim içeriği ile birebir kopyasını Augsburg’da yayımlar.
    • 1496 yılındaki söz konusu korsan kopyanın satışlarının iyi gitmesinin ardından 1500’de Schönsperger eserin ikinci Almanca edisyonunu piyasaya sürer. Başlık metni bulunmayan eser araştırmacılar tarafından Liber Chronicarum (tr. Kronikler Kitabı) olarak adlandırılmıştır. Eserin bir diğer başlıkla Nürnberg Kroniği olarak adlandırılmasının nedeni ise basım yerinin Nürnberg olmasından kaynaklanmaktadır. Alman araştırmacılar eseri Die Schedelshe Weltchronik (tr. Schedel’in Dünya Tarihi) olarak adlandırmayı tercih etmişlerdir. Eserin günümüze ulaşan kopyaları çeşitli müze ve kütüphanelerin koleksiyonlarında yer almaktadır.
    (****) Schedel’in İstanbul haritaları dünyada nadiren satışa çıkmakta ve el değiştirmektedir. Müzayedeye sunduğumuz haritanın, 1493 orijinal Almanca baskıdan çıktığını tahmin ediyoruz. Ref: Temel bilgiler itibariyle; İlkgül Kaya Zenbilci, Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi ANARSAN Sempozyumu Özel Sayısı, Ekim 2018, cilt 11, sayı 2 , ss. 1107-1135.
  • Its peoples, customs, religions and progress.. Fleming H. Revell Company, 1901
  • Description des cotes et isles de cotes et isles de l'archipel et de la troade.. Membre de la Societe des Antiquites, Chapelain et Medecin de l' Ambassade anglaise a la Porte Ottomane..
    • İki cilt, 571+292 syf+ üç adet katlanabilir gravür
    • Çevirmen: Andre Morellet
    • Yayıncı: Denne jeune, Paris, 1788.
    • Kondisyon: 7/10 (Bir ya da iki gravürün eksik olduğu değerlendirilmektedir.)
  • Basra Körfezi ve Kızıldeniz'den Akdeniz ve Hazar Denizine kadar uzanan, Kıbrıs’ın merkezde yer aldığı Osmanlı İmparatorluğu'nun 18. Yüzyılda hüküm sürdüğü toprakların haritası. “Türk İmparatorluğu'nun Avrupa, Asya ve Afrika'daki Vergiye tabi Toprakları” Imperium Turcicum in Europa, Asia et Africa Regiones Propias, Tributarias Clientelares sicut et omnes ejusdem Yapım tarihi: 1720 Basım tarihi ve yeri: 1737, Nuremberg Bakır gravür, kağıt üzerine basılmıştır. Kenar boşlukları dahil 62 x 53,5 cm. El boyaması (orijinal renkli)
    Kondisyon: İyi (8/10) Kağıdın yaşına bağlı kısmi ve rahatsız etmeyecek düzeyde sararmalar vardır.
    Değerlendirme notu: Osmanlı İmparatorluğu'nun (1737) ve vasallarının yanı sıra komşu toprakların (İtalya, Macaristan, İran vb.) renklendirilmiş bir haritası. Ünlü Alman coğrafyacı ve haritacı Johann Baptista Homann (1664-1724) tarafından 1720’de yapıldı. Johann Matthias Hase (Johannes Hasius, 1684-1742) tarafından 1737’de güncellendi. Harita, figürlerin yer aldığı büyük bir kartuşla süslendi. Johann Baptista Homann (1663-1724), ünlü Homann Heirs yayınevini kuran Alman haritacıdır. Hayatının tamamını Bavyera'da, özellikle Nürnberg'de geçirdi. Homann, 1702'de gravür konusunda uzmanlaşmış bir yayınevi kurdu. Firma büyüyerek Almanya'nın önde gelen harita yayıncısı ve Avrupa harita pazarında önemli bir kuruluş haline geldi. J. B. Homann 1715'te, VI. Charles tarafından Kutsal Roma İmparatorluğu'nun İmparatorluk Coğrafyacısı seçildi ve Prusya Bilimler Akademisi'nin üyesi oldu. Kişisel itibarı ve bağlantıları ona, yayınlarını koruyan ve onu müşterilere tavsiye eden imparatorluk basım ayrıcalıklarını kazandırdı. Homann, en çok 1716'da yayınlanan Grosser Atlas Über die Ganze Welt (Büyük Dünya Atlası) ile tanınır. J. B. Homann, 1724'te öldükten sonra, Homann Heirs yayınevi, oğlu Christoph Homanni'ye (1703-1730) geçti. Yayınevi, 1848 yılına kadar Homann Erben adıyla faaliyetine devam etti.
     
  • Sanatçı Kemal Önsoy’un 1985 yılında Ankara’da açtığı ilk kişisel sergisinin davetiyesi. Çerçeve içerisinde. 12 x 33 cm. Davetiye üzerinde küçük desenler bulunuyor.
    Kondisyon: 10/10
    Değerlendirme notu Karışık teknikle gerçekleştirdiği büyük boyutlu soyut resimleriyle  tanınan Kemal Önsoy (1954), 1980 yılında İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu (şimdiki adıyla Marmara Üniversitesi) Resim Bölümü, Ergin İnan Atölyesi’nden mezun oldu. 1990-1993 yılları arasında çalışmalarını New York’ta sürdürdü. Önsoy ilk sergisini İstanbul’da 1979’de yaptı, daha sonra İtalya ve Brezilya’da olmak üzere çok çeşitli sergilerde yer aldı; 1990 yılı Venedik Bienali, 1995 yılı 4. İstanbul Bienali ve 2001 yılı 7. İstanbul Bienali ve 2002 São Paolo Bienalu’nde eserleri yer aldı. Önsoy, çalışmalarını İstanbul’da sürdürmektedir. Sanatçı Kemal Önsoy, Ankara’daki ilk kişisel sergisini 1985 yılında açtı. Müzayedeye sunduğumuz efemera, Önsoy’un ilk Ankara sergisi davetiyesidir.
     
  • Charles de secondat Montesquieu Chez Pierre Marteau, Cologne 1744, in-12 (9.5x16.5 cm.), (2) 196 syf. (2) 71 syf, 3 bölüm, 2 cilt, tek ciltte birarada... Yayıncı: Pierre Marthau, 1744.
    • Osmanlı arşiv belgelerine göre Ignace Mouradja d’ Ohsson (1740, İstanbul – 1807, Bievres) 1792 yılında kitabını Padişah III. Selim’e sunar. Muhteşem gravürlerin Fransızca altyazıları padişah için tercüme edilir. Eseri çok beğenen III. Selim, “Musannifini Hak Teâlâ İslâm ile müşerref eyleye” temennisini ihtiva eden hatt-ı hümâyunu ile kendisine 5000 kuruş gibi büyük bir atıyye [ihsan – bahşiş] verir.) (*)
    • Satışa sunduğumuz eser, Tableau General de l’Empire Othoman'ın ilk baskısı ve ilk cildidir ve çok nadirdir. (**)
    • Baskısı 1787 yılında Paris'te yapılan eserin açılış sayfası (frontspiece) dahil teknik özellikleri şöyledir: (vi), xii, 324, (2), dört tablo (A, AA, B ve C), 38 figür içeren 24 tam sayfa gravür...
    • Eser, gravür ve sayfaların eksiksiz olması sebebiyle son derece nadirdir. Eserdeki 4 tablodan A ve AA harfleriyle kodlanan büyük boy (595 x 454 mm.) iki ayrı katlanan tablo, Hazreti Muhammed’in mensup olduğu Kureyş kabilesinden başlayarak halifeler, 12 imam vd. İslam önderlerinin soy ağacını içermektedir.  B harfiyle kodlanan büyük boy (970x265mm.) katlanan tablo, arapça harflerle dini takvimi göstermektedir. C harfiyle kodlanan tam sayfa gravürde ise Osmanlı hat türleri örnekleriyle resmedilmektedir.
    • Hz. Muhammed’e ilk vahyin ulaştırıldığı Hira Mağarası’ndaki görünümüne ilişkin “Mehhdy” isimli gravür dikkat çekicidir. Gravürde Hz. Muhammed’in Kuran-ı Kerim’i elinde tuttuğu görülmektedir. (pl.7, syf. 88)
    • Eser büyük (folyo) boy olup 525 x 350 mm. ebadındadır.
    • Kitapta eksik gravür ya da sayfa bulunmamaktadır.
    • Eserin en çok aranan muhteşem çift sayfa gravürü “Sultan Ahmet Camii’nde Mevlit Töreni” mevcuttur. (pl. 25, syf. 256)
    • Eser, bütün olarak iyi kondisyondadır. Gravürlerin kondisyonu çok iyidir.
    • Sırtı, orijinal altın varaklı dana derisi olup iç kapaklar orijinal ebru ile kaplanmıştır.
    • Cilt köşelerinde yüzyıllara sari yıpranma mevcuttur.
      (*) III. Selim’in ödüllendirdiği eserin ilginç özelliklerinden biri de Halifeliğin Osmanlı’ya geçişiyle ilgili önemli bir rivayeti konu almasıdır. Tarihte ilk kez yazılı – basılı bir eserde (d’Ohsson tarafından) Yavuz Sultan Selim’in Hilafet kılıcının kuşanarak Hilafeti devraldığı anlatılmaktadır. Mısır ve Arap yarımadası Osmanlı hâkimiyetine girince, Yavuz “hâdimü’l-Haremeyni’ş-şerîfeyn” unvanına sahip olur.  Sonraki bazı kaynaklara göre son Abbâsî halifesi III. Mütevekkil-Alellah hilâfeti Yavuz Sultan Selim’e merasimle devreder. Yavuz Sultan Selim, İstanbul’a dönüşünde Eyüp Camii’nde veya Ayasofya Camii’nde özel bir tören yapıldığı ve hilâfet kılıcı kuşandığı rivayet olunur. Fakat Yavuz Sultan Selim dönemi kaynaklarında bu olayla ilgili herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Hoca Sâdeddin Efendi’de geçen, “Libâs-ı hilâfeti istihkak ile telebbüs eylemişken dervişâne kisvet ve libâsı ihtiyar etmişti” ifadesinden başka bir bilgi mevcut değildir. Modern tarihçiler, böyle bir merasimi belgeleyen orijinal belge bulunmadığından hareketle bilgilerin uydurma olduğunu ve Osmanlının hilâfetin mânevî nüfuzuna ihtiyaç duydukları dönemlerde geriye dönük olarak rivayet ettiklerini ileri sürerler (Bkz. Asrar, sy. 22 [1983], s. 91-100; Sümer, LVI/217 [1992], s. 675-701). (**) Eser, 1787 ile 1820 yılları arasında (büyük boyda) üç cilt halinde yayımlanır. Eserin en gösterişli ve önemli cildi olan 1. cildin ilk kısmı islâm tarihi ve hukukuna ayrılır. Namaz kılma usullerinden, Hazreti Muhammed’in kişiliğine pek çok değerli bilgi verilir. D’Ohsson birinci cildin ilk kısmında İslam bilginleri İbrahim el-Halebi’nin (ö. 956/1549) Mülteḳa’l-ebḥur’u ile Nesefi’nin (ö. 537/1142) Aḳaʾidü’n-Nesefi adlı eserlerinden faydalanır. Eserin ikinci kısmı ise başlangıçtan 1774 yılına kadar gelen Osmanlı tarihini ayrılır. Saray teşkilâtı, Osmanlı hânedanı, harem, harem hayatı ve harem kadınları hakkında yer alan bilgilerin saray hizmetkârları ve haremde yaşayan câriyelerden alınarak aktarıldığı ifade edilir.
  • Secrets et curieuses, d'un voyage du levant... Chez Everard Knits, 1632.
  • Mülkiye / Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin 100’üncü yıl (1959) davetiyesi
    • Kutlama davetiyesi…
    • Gofre baskı, 98 x 145 mm…
    • Kondisyonu çok iyi
    • Mülkiye - Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin kuruluşunun 100. yılı anısına bastırılan hatıra pulu ve özel damga kartı…
    • 4 Aralık 1959 tarihli, 19×149 mm… Kondisyonu çok iyi
  • Mülkiye / Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin 100’üncü yıl anısına (1959) hazırlanmış zarf lotu.
    • Beş adet, damgalı, 100. yıla özel mektup zarfı, 105 x 240 mm….
    • Kondisyonları çok iyi
  • Gravür… Femme Tvrqve Vestre a la Moresgvs (Türk Kadını)
    İlk baskı bilgileri:
    • Sanatçı: Nicolas de Nicolay, “Les quatre premiers livres des Navigations et Peregrinations Orientales... Lyon 1567 (*)
    • Gravürcü: Conrad Saldöerffer
    • İlk baskı tahta kalıptır. Tahta baskısı baskıdan sonra elle renklendirilmiştir.
    • 315 x 210 mm.
    • Monogram: BL
    Gravürün alındığı eserin bilgileri:
    • L’Histoire de la Décadence de l’Empire Grec, et Establissement de Celvy des Turcs par Chalcondile Athenien” Paris, 1650.
    • Bakır baskı
    • Elle (döneminde) renklendirme, pigment boya (**)
    • 340 x 220 mm. (Çerçeveli:445 x 335 mm)
    • Monogram: M ij
    (*) Osmanlı toplumunu yazı ve resimleriyle Avrupa’ya derli toplu ve canlı biçimde tanıtan ilk isim Nicolas de Nicolay’dır. Kitap, Avrupa moda dünyasında referans olur. 16. yüzyılın ikinci yarısında basılan giyim-kuşam albümlerinin büyük bir bölümü Türk kıyafetlerine ayrılır ve Nicolay’ın gravürleri kopyalanır. Tipik örnekler için bkz. J.J. Boissard’ın Habitus… (Metz, 1581), Abraham de Bruyn’un, Omnium pene… (1581) J. Amman’ın Gynae-ceum… (1582), Cesare Vecellio’nun Habiti… Kadın gravürlerinin peçesiz çizilmesi dikkat çekicidir. (**) Koleksiyoner (gravürün sahibi) S.E’nin verdiği bilgiye göre kitap eline geçtiğinde, gravürün orijinal hali renkliydi. Kitap satışa sunulmadan önce –muhtemelen 1650 öncesi– elle renklendirilmiştir.
  • Fotoğraf seti, 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başında yaşamış ve Salon de Paris’te eserleri sergilenmiş ressamların nü resimlerini içeriyor. 1920’lerde yayınlanmış, 20 adet siyah – beyaz fotoğraf. Her fotoğrafın arkasında “Salon de Paris” ibaresi ile birlikte ressamın ve eserin adı yer alıyor. Fotoğraflar mavi bir zarfın içerisinde yeralıyor. 9 x 6 cm.
    Kondisyon: 8/10 (Fotoğraflar çok iyi durumda, ancak zarf yıpranmış ve ön kapağı kopmuş durumdadır.)
    Değerlendirme notu: Salon de Paris, Paris’teki Académie des Beaux-Arts’ın (Güzel Sanatlar Akademisi) 1667’den itibaren açtığı resmi sanat sergisine verilen isimdir. 1748 ile 1890 yılları arasında Batı dünyasında her yıl veya iki yılda bir düzenlenen tartışmasız en büyük sanat etkinliğiydi. 1667’de, kraliyet onaylı Fransız sanat himayesi kurumu, Académie Royale de Peinture et de Sculpture (Resim ve Heykel Kraliyet Akademisi) ilk yarı halka açık sanat sergisini Salon Carré’de düzenledi. Sergide yer alan eserler, École des Beaux-Arts’ın yeni mezunlarının çalışmalarıydı. 1725 yılında Salon de Paris olarak bilinir hale gelince Louvre Sarayı’nda düzenlenmeye başlandı. Sergiler 1737’de tam olarak halka açıldı. Başlangıçta yıllık olarak, daha sonra tek sayılı yıllarda iki yılda bir düzenlendi. 1748’de önemli sanatçılardan oluşan bir jüri oluşturuldu ve sergilenen eserler bu jüri tarafından seçilmeye başlandı. Böylece Salon de Paris’teki sergi, herhangi bir sanatçının başarıya ulaşması için çok önemli hale geldi. Fransız Devrimi sergiyi yabancı sanatçılara açtı. 19. yüzyılda halka açık bir Salon fikri, büyük ticari salonlarda düzenlenen ve bilet taşıyan halkın davet edildiği, hükümet destekli, yıllık, jürili bir resim ve heykel sergisine dönüştü. Açılış geceleri büyük bir sosyal olay haline geldi. 1881’den itibaren Société des Artistes Français tarafından yönetilmeye başlandı. Aralık 1890’da Société des Artistes Français’in yöneticisi William-Adolphe Bouguereau, Salon’un henüz ödül almamış genç sanatçılardan oluşan bir sergi olmasını önerdi. 20. Yüzyılın başından itibaren birçok sanatçı Salon’un bürokratik ve muhafazakar bir organizasyon olduğunu düşünmeye başladı. Tepki olarak kendi sergilerini düzenlemeye başladılar. Salon d’Automne, Salon des Refusés gibi yeni sergiler ortaya çıktı. Orijinal Salon De Paris sergileri ise bazı kaynaklarda Salon de Champs Elysees olarak anılmaya başlandı. Salon de Paris sergileri, sanat eserlerinin halka sergilenmesinin başlangıcını ifade etmesi yanında, sergilere dair dönemin gazetelerinde yayınlanan yazılar da sanat eleştirmenliği mesleğinin başlangıcını ifade etmektedir. Salon de Paris katalogları sanat tarihçilerinin birincil kaynaklarıdır. Ayrıca 18. yüzyılın başlarında Aydınlanma’nın bir ürünü olan Fransız Salonları, kadınların entelektüel bir nedenle erkeklerle bir araya gelebildiği alanlar olarak kadın özgürleşmesinde de kilit öneme sahiptirler. Müzayedeye sunduğumuz fotoğraf seti, Salon de Paris’te eserleri sergilenen bazı ressamların nü eserlerinden çekilmiş siyah-beyaz fotoğraflardan oluşmaktadır. Bu ressamlardan bazıları ve eserleri şöyledir: C. Maliquet: “La Robe Verte”; M. L. Beguine: “L’Etreinte”; E Quentin-Brin: “Devant l’etre”; J. Scalbert: “Nymphe et Satyre”; J. A .Chantron: “Le Printemps”; Smith Champion: “Nu”; J. Scalbert: “Satisfaite”…
     
  • 1740 dolaylarında, Philipp Franz Gudenus tarafından resmedilen ve Johann Gottfried Thelott tarafından gravürize edilen 'Üsküdar, Dolmabahçe ve Tophane manzarası' başlıklı İstanbul'un orijinal el boyaması folyo gravür. 'Üsküdar, Dolmabahçe ve Tophane Manzarası, Konstantinopolis" VUË DE TERS=HANA ET KASSIM=PACHA, FAUXBOURGS DE CONSTANTINOPLE ET DE LEURS ENVIRONS SITUÉS À L`ORIENT DE LA VILLE PRINCIPALE Çok nadir, 32,5 x 44 cm. İsveç Kraliyet Kütüphanesi'nde haritalar ve el yazmaları koleksiyonunda, ancak 1963 yılında gün yüzüne çıkarılan bir 18. yüzyıl İstanbul panoraması. 3.74 m uzunluğunda ve 30 cm yüksekliğinde, 10 folyodan oluşan, surlarla çevrili Osmanlı başkentinin Asya kıyısındaki Üsküdar (Scutari) ve Pera'dan Galata'nın yamaçlarının resmedildiği panoramadır. Optik gravür, kağıt üzerine basılı...
    Kondisyon: Kondisyon: 6/10 (Gravürde kağıdın yaşına bağlı lekeler bulunmaktadır.)
    Değerlendirme notu: Panoramanın-sanatçının bakış açısından çizildiği konum; klasik İsveç Sarayı tarzında inşa edilmiş olan İsveç büyükelçiliği ikametgahının çatısıdır. 11 Ağustos 1740 - 4 Mayıs 1741 tarihleri arasında Avusturya büyükelçiliğinde görevli askeri ressam olarak İstanbul’da bulunmuş olan Philipp Franz Gudenus’un 14 Şubat 1741 tarihli notlarında, İsveç büyükelçiliği ikametgahına yaptığı ziyaretlerden, Büyükelçilik residans çatısından, muhtemelen bu tarihler arasında bir dönemde çizildiği ileri sürülmektedir. Ana görünümün doğusunda yer imlemede kullanılan rakamlardan örnekler;
    1. Kız Kulesi
    2. İmparatorluk dökümhanesinin bulunduğu Tophane yakınlarında bulunan ağaçlar tarafından kapanmış geniş bir Mezarlık
    3. Eski bir İmparatorluk Sarayı; Kremesi -Kiacheque, Roage Köşkü
    4. Tophane Camii.
    İsveç Kraliyet Kütüphanesi'nde haritalar ve el yazmaları koleksiyonunda, ancak 1963 yılında gün yüzüne çıkarılan bir 18. yüzyıl İstanbul panoraması. 3.74m uzunluğunda ve 30 cm yüksekliğinde, 10 folyodan oluşan, surlarla çevrili Osmanlı başkentinin Asya kıyısındaki Üsküdar (Scutari) ve Pera'dan Galata'nın yamaçlarının resmedildiği panoramadır. Panoramada yer alan gravürler hakkındaki genel bilgi, bizzat çalışmanın kendisinde bulunabilir: elle boyanmış gravürler, tüm başlıklar benzeri bir düzenle ancak farklı kişilerin elinden çıkmıştır. Referans: Maximilian HARTMUTH, www. univie.ac.at/iefn 2012 JAHRGANG 23 • HEFT 1 + 2
     
  • 1740 dolaylarında, Philipp Franz Gudenus (1710-1783) tarafından resmedilen, Johann Gottfried Thelot tarafından gravürize edilen ”Galata’dan Haliç Kıyıları manzarası' başlıklı orijinal el boyaması gravür, (18,5 x 14 cm), 6 numaralı folyo... Çok nadir. İsveç Kraliyet Kütüphanesi'nde haritalar ve el yazmaları koleksiyonunda, ancak 1963 yılında gün yüzüne çıkarılan bir 18. yüzyıl İstanbul panoraması. 3.74 m uzunluğunda ve 30 cm yüksekliğinde, 10 folyodan oluşan, surlarla çevrili Osmanlı başkentinin Asya kıyısındaki Üsküdar (Scutari) ve Pera'dan Galata'nın yamaçlarının resmedildiği panoramadır. Optik gravür, kağıt üzerine basılı...
    Kondisyon: 7/10 (Gravürün 300 yaşında olmasına bağlı olarak kağıt üzerinde sari lekeler bulunmaktadır.)
    Değerlendirme notu Panoramada yer alan gravürler hakkındaki genel bilgi, bizzat çalışmanın kendisinde bulunabilir: elle boyanmış gravürler, tüm başlıklar benzeri bir düzenle ancak farklı kişilerin elinden çıkmıştır. Panoramanın ilk bölümü Üsküdar, Dolmabahçe ve Tophane, ikinci bölümü Galata’dan Haliç kıyıları, üçüncü bölümü ise Eyüp, Tersane ve Kasımpaşa kıyıları ve çevresini göstermekte olup Üsküdar’dan Eyüp’e kadar geniş bir İstanbul panoraması elde edilmektedir. Altındaki yazılarda, baskı üzerinde numaralandırılmış yerlerin açıklamaları Fransızca ve Türkçe/Osmanlıca olarak yazılmıştır. Panoramanın-sanatçının bakış açısından çizildiği konum; klasik İsveç Sarayı tarzında inşa edilmiş olan İsveç büyükelçiliği ikametgahının çatısıdır. 11 Ağustos 1740 - 4 Mayıs 1741 tarihleri arasında Avusturya büyükelçiliğinde görevli askeri ressam olan P. F. Gudenus’un 14 Şubat 1741 tarihli ziyaret notlarından, bu tarihler arasında bir dönemde çizildiği düşünülmektedir. Referans: Maximilian HARTMUTH, www. univie.ac.at/iefn 2012 JAHRGANG 23 • HEFT 1 + 2
     
  • Thomas Knolles, "The Generall Histoire of the Turkes .... The Lives and Convests of the Othoman Kings and Emperours, 1638"; 8 + 1500 sayfa + 17 + 31 + indeks. Eserin içinde 33 adet bakır baskı gravür (Padişah portreleri) yer alıyor. İlk baskısı 1603’te  “Yüce ve Kudretli Prens” olarak tanımlanan ve aynı yıl İngiltere tahtına geçen I. James’e ithaf edilerek basılan “History of the Turks” isimli kitabın 5. Baskısı. Osmanlı İmparatorluğu tarihi üzerine İngilizce dilinde yazılmış dikkate değer ilk kitaptır. Yayıncısı Adam Islip. Dönem cildinde, 33 x 23 cm.
    Kondisyon: (8/10) Kitabın, takriben 400 yıl önce basıldığı dikkate alınırsa kondisyonu son derece iyidir.
    Değerlendirme notu: Avrupa’da, Rönesans Dönemi’nde Türkler ile ilgili birçok kitap ve çeviri yayımlanmıştır. İngiliz tarihçi Richard Knolles’un yazmış olduğu The General Historie of the Turkes, tüm bu eserlerin arasında farklı bir konuma ve niteliğe sahiptir. Çünkü Osmanlı’nın askeri ve siyasi tarihçesiyle ilgili olarak yazılmış ilk İngilizce kitaptır. Knolles’un bu eserini Latince yerine İngilizce yazmış olmasının temel nedeni İngiltere halkının Osmanlılar hakkında bilgilendirilmesine duyulan gereksinimdir. Eser toplumun her kesiminde büyük bir rağbet görmüş ve ilk basımının yapıldığı 1603 yılından itibaren (ek belgelerle 1610, 1621, 1631, 1638, 1679, 1687-1700 (3 cilt), ve 1701 (kısaltılmış sürüm)) defalarca yeniden genişletilerek yayınlanmıştır. Eser toplam 1500 sayfadır. Ayrıca “A Briefe Discourse of the Greatnesse of the Turkish Empire” bölümü, “To the Honorable St. Thomas Rowe” adlı 2 sayfalık bir bölüm ve 31 sayfalık “A Continuation of the Turkish History” başlıklı bir ek kitaba dâhildir. Richard Knolles, 1540 yılında Cold Ashby, Northamptonshire’da doğdu. Oxford’da Lincoln College’da eğitim gördü ve 1565’te mezun oldu. Daha sonra aynı okulun akademik üyesi oldu1570’te master derecesini aldı. 1571’de Oxford’tan ayrılarak, hayatının önemli bir bölümünü geçireceği Kent eyaletinin Sandwich kasabasında Sir Roger Mnawood’un hamisi olduğu bir okulun (Grammar School) müdürü oldu. Manwood’un 1592’de ölmesi sonrasında okulun yönetimine gelen oğlu Sir Peter, Knolles’u yazmaya teşvik etti ve kariyerinin en büyük eseri olan The Generall History of the Turkes’ü yazması için yardımda bulundu. Knolles 1610 yılında öldü. Adam Islip 1585-1639 tarihleri arasında yaşamış İngiliz matbaacı ve yayıncıdır. Kraliyet Matbaacısı olarak kanunların basımında tekel hakkına sahipti.
     
  • Asya'daki Büyük Hükümdarın Toprakları, İran İmparatorluğu, Özbekistan Ülkesi, Arabistan ve Mısır. (Etats du Grand-Seigneur en Asie, Empire de Perse, Pays des Usbecs, Arabie et Egypte.) 1753 tarihli. Kenar boşlukları dahil 76,5x55 cm boyutlarında. 1 : 7500000 ölçek. Sınırlar elle döneminde renklendirilmiştir. Nadir harita...
    Kondisyon: 9/10
    Değerlendirme notu: Robert de Vaugondy'nin 1753 tarihli muhteşem "Pers, Arabistan ve Osmanlı İmparatorluğu" haritası, İmparatorluğun zirvede olduğu dönemi gösteriyor. Harita Karadeniz'den Arabistan'ın en güney uzantısına ve batıya kadar, Pers'i de içerecek şekilde Hindistan'ın batısındaki Moğol İmparatorluğu'na kadar uzanan toprakları içerir. Vaugondy, o dönemin en son coğrafi bilgilerini Fransızca ve Arapça yazılışları kullanarak birleştirmiştir. Haritada, Kızıldeniz ve Basra Körfezi'ndeki deniz tabanı sığlıklarını ve resifleri, dağ silsilelerini, gölleri, nehirleri ve tarihi bölgeleri içeren ayrıntılı bilgi sunulmaktadır. Sol alt köşede, son derece dekoratif bir başlık kartuşu, bir minder üzerinde oturan mağrur bir Osmanlı paşası ile karşısında oturan muhtemelen bir İran şahı veya bir Arap şeyhini tasvir etmektedir. Figürler, altın bir hilal ile taçlandırılmış bir kubbe altında oturmaktadır.  Sağ alt köşede ise beş mesafe ölçeği bulunmaktadır. Harita, 1753 yılında Robert de Vaugondy tarafından çizilmiş ve Atlas Universal'ın 1757 baskısında yayımlanmıştır. Atlas Universal, gerçek gözlemlere dayalı olan ilk atlaslardan biridir. Bu nedenle bu harita (o dönem için) oldukça doğrudur ve çoğu şehrin adını doğru bir şekilde içerir. Gilles (1688 - 1766) ve Didier (yak. 1723 - 1786) Robert de Vaugondy, 18. yüzyılın ortalarında Paris'te faaliyet gösteren harita yayıncısı, gravürcü ve kartograflardı. Baba ve oğul olan Vaugondy’ler, Sanson harita firmasının mirasçılarıydı. Firmanın bütün kaynaklarına hâkim olan baba-oğul sonrasında kendi büyük eserlerini üretmeye başladılar. 18. yüzyıl Paris'inde mevcut olan büyük kaynaklardan en doğru biçimde yararlanarak, her haritayı kendi üstün coğrafi bilgilerine, bilimsel araştırmalara, çağdaş kâşiflerin ve misyonerlerin günlüklerine ve doğrudan astronomik gözlem gibi kaynaklara dayandırdılar. Yine de, 18. yüzyıl Paris'inde coğrafi bilgi, özellikle kutuplar, Amerika'nın Pasifik kuzeybatısı ve Afrika ile Güney Amerika'nın iç bölgeleri de dahil olmak üzere keşfedilmemiş dünya bölgeleri hakkında son derece sınırlıydı.  Dönemin kartografları, haritalarındaki bilinmeyen alanları, coğrafik teorilerine dayalı spekülasyonlarla doldururlardı ve genellikle keşifçiler ve denizciler tarafından toplanan şüpheli birincil kaynak materyale dayanırlardı. Bu nedenle, Vaugondy’lerin de dahil olduğu 18. Yüzyıl haritacıları spekülatif coğrafyacılar olarak kabul edilirler. Bilineni bilinmeyeni doğrulamak için kullanmaya çalışan spekülatif coğrafya yaklaşımı, pek çok rekabeti doğal olarak beraberinde getirdi. Vaugondy'lerin diğer kartografçılarla, özellikle Phillipe Buache ile olan çatışmaları, her ikisinin de üyesi oldukları Academie des Sciences'e sunulan sayısız çelişkili belgelere neden oldu. Spekülatif coğrafyanın dönemi, Captain Cook, Jean Francois de Galaup de La Perouse ve George Vancouver'ın 18. yüzyılın sonlarında yaptığı keşiflerle sona erdi. Didier öldükten sonra haritaları Jean-Baptiste Fortin tarafından satın alındı ve 1787'de Charles-François Delamarche’a (1740 - 1817) satıldı. Delamarche, Vaugondy haritalarından faydalandı, ancak aynı zamanda Vaugondy'nin mirasçısı olan Marie Louise Rosalie Dangy'nin mirasını gasp ettiği ve onu öldürmüş olabileceği düşünülmektedir. Harita, Atlas Universel (Paris – 1757) içinden çıkmadır. Atlas Universal, Robert de Vaugondy firmasının en önemli eseridir. Atlas birçok açıdan devrim niteliğindedir; hem modern hem de tarihsel olarak geniş bir harita koleksiyonundan oluşur ve Vaugondy'nin "uygun, tam, birbirine uyan ve kullanışlı" ilkesini en iyi şekilde temsil eder. Olağanüstü kalitesiyle beğenilen bir eser olmasına rağmen, Atlas Universel, özellikle Philipppe Buache gibi diğer kartografçardan sert eleştiriler almıştır. 1757 ile 1788 arasında birden fazla baskıda yayınlanmıştır. 1786'den sonra yayımlanan son baskılar, Robert de Vaugondy firmasını ve Boudet'in yayın haklarını devralan Charles Delamarche tarafından yapılmıştır.
     
  • Samuel S. Cox; Late American Minister to Turkey. Author of "Buckeye Abroad," "Eight Years in Congress," "Winter Sunbeams," "Why We Laugh," Free Land and Free Trade," "Arctic Sunbeams," "Orient Sunbeams," "Three Decades of Federal Legislation," "Isles of the Princes; or, the Pleasures of Prinkipo," etc. "The wealth of shifting hues that lies In Eastern Eart's unfathomed heart, For every season's change supplies A counterpart." Charles L. Webster & Co., New York, 1887.
  • Siyah - beyaz fotoğraf, 9x13 cm. Arka yüz-el yazısı ile; "Bayram törenlerinde "Seymen" kıyafetli göstericiler." (Some of the performers at the recent "Bayram", dressed up as bandits.)
    Kondisyon: 9/10
    Değerlendirme notu: Sıra dışı ve çok nadir fotoğraf.
     
    • Carte de l’Ile de Lemnos levee sur les lieux et assujettie aux observations astronomiques… Yerinde toplanan verilere ve astronomik gözlemlere dayalı Lemnos (Limni) Ada haritası…
    • Haritanın bir eşi, Barselona Deniz Müzesi'nde 257 C kayıt numarasıyla sergilenmektedir.
    • 1: 97.000 ölçekli harita Pierre François Tardieu (1711-1771) tarafından hazırlanmıştır.
    • Astronomik harita Marie Gabriel Florent Auguste de Choiseul-Gouffier'in (1752 – 1817) ünlü eseri, Voyage-Pittoresque de la Gréce, 2. cilt, 14. plan, syf. 129, 1809, Paris baskısında yayınlanmıştır.
    • Çok nadir olup 40 x 58.5 cm (çerçeveli: 47 x 65 cm) ebadındadır.
    • Bakır baskıdır, döneminin el (kök) boyası ile renklendirilmiştir.
    • Kondisyonu çok iyidir.
    • Haritanın müellifi P.F. Tardieu, 18. ve 19. yüzyıllarda pek çok ünlü gravürcü yetiştiren Tardieu ailesinin ikinci kuşağına mensuptur. Ailenin ünü sebebiyle Paris’in 18. Bölgesinde bir sokağa Tardieu adı verilmiştir.
  • J. D. Barbie du Bocage’ın “Voyage du Jeune Anacharsis” kitabı için yapılmış Karadeniz ve Azak Denizi haritası. Le Palus-Meotide et le Pont-Euxin, Pour le Voyage du Jeune Anacharsis, Par J. D. Barbie du Bocage Yapım yılı 1781, basım yılı 1799’dur. 40,5 x 25,5 cm. Nadir bulunan orijinal antika harita.
    Kondisyon: 8/10 (kağıt yaşına bağlı sararmalar var.)
    Değerlendirme notu: J. D. Barbie du Bocage tarafından “Voyage du Jeune Anacharsis” kitabı için yapılmıştır. Palus-Meotide Azak Denizinin antik adıdır. Pont Euxin ise ilk defa Homeros tarafından kullanılan ve büyük su kütlelerini tanımlamak için başvurulan Pontos kelimesi ile antik dönemde Yunanlıların Kuzey Anadolu bölgesini ve orada yaşayan insanları tanımlamak için kullandıkları Euxinos kelimelerinin birleşiminden oluşur. Zamanla Karadeniz’in adı Pont-Euxin’e dönüşür. Sağ üstte çerçevenin dışında “Chap. 1er in 8 Tome y page 7” ifadesi bulunmaktadır. Bu haritanın kitap içindeki yerini ifade etmektedir. Ayrıca haritada “Stades Phytiques”, “Stades Olympiques”, “Lieues communes de France” ve “Myriametres Republicaines”* olmak üzere 4 ayrı çizgi ölçek vardır. Haritanın sağ üst köşesinde “Le Palus-Meotide et le Pont-Euxin, Pour le Voyage du Jeune Anacharsis, Par J. D. Barbie du Bocage”  ifadesi ve hemen altında Juin 1781 – Pluviose An VIIe  tarihleri yer almaktadır. Bu tarih, “Myriametres Republicains” ölçeği ile birlikte haritayı eşsiz kılmaktadır. Çünkü ölçek Cumhuriyetçi Hükümetin Paris Bilimler ve Sanatlar Akademisi’nin tavsiyesi üzerine, 1793’te kabul ettiği yeni ondalık metrik sisteme göre hazırlanmış bir ölçektir Tarih ise “Fransız Cumhuriyet Takvimi’ne** uygun olarak verilmiştir. Fransız Devrim takvimi (Calendrier Révolutionnaire Français) olarak da adlandırılan Fransız Cumhuriyet takvimi (Calendrier Républicain Français), Fransız Devrimi sırasında oluşturulan ve uygulanan ve Fransız hükümeti tarafından 1793’ün sonlarında yasal olarak kabul edilen takvimdir. 1805 yılının sonuna dek yaklaşık 12 yıl boyunca kullanıldı. Daha sonra 1871’de Paris Komünü tarafından 18 gün süreyle ve Gregoryen takviminin yerini alması amaçlanarak yeniden canlandırıldı. Haritanın basım tarihini gösteren “Pluviôse An VIIe” Gregoryen takvime göre 1799 yılının Ocak ayına işaret etmektedir. Barbié du Bocage olarak bilinen Jean-Denis Barbié, 28 Nisan 1760’ta Paris’te doğdu ve 28 Aralık 1825’te aynı kentte öldü. Fransız coğrafyacı ve haritacı, Paris Edebiyat Fakültesi dekanı ve Fransız Enstitüsü (L’Institut de France) üyesidir. Antik Yunan kültürü üzerine derin bilgisi olan Barbié kendisini özellikle Yunanistan’ın coğrafya ve harita araştırmalarına adadı. Coğrafya bilimine tarihçi bir haritacı olarak ve matematik coğrafyası gibi yeni yöntemler kullanarak hizmet etti. Antik çağ kaynaklarının betimlerini çağdaş verilerle bağdaştırarak inceledi ve Yunan kültürü alanında en önemli haritacı olarak ünlü oldu. 1780’de henüz 20 yaşında olmasına rağmen Antik dönem haritaları konusundaki uzmanlığı ile Peder Barthélémy tarafından yazılan “Le Voyage du Jeune Anachrasis” kitabına eşlik eden Atlas’ın haritalarını hazırlamak işini üstlendi. Defalarca baskısı yapılan Le Voyage du Jeune Anachrasis’in Atlas’ı her yeni baskı da yeni bilgilerle zenginleştirildi. Pierre François Tardieu ise 1711-1771 arasında yaşamış Fransız haritacı ve gravürcüdür. Geniş ve üretken Tardieu ailesinin bir üyesidir.  Aile yaklaşık 200 yıl boyunca Paris’te gravürcülük işi ile uğraşmış ve önemli çalışmalara imza atmıştır. P. F. Tardieu’nun Rue de la Cordoniere’de bir ofisi vardı. Haritanın sol alt köşesinde yer alan P. F. Tardieu ise hem tarih itibariyle hem de ismin yanında yer alan adres (Rue Estrapade) göz önüne alındığında asıl adı Pierre Antoine François olan oğludur. P. F. Tardieu de l;estrapade olarak bilinen oğul Tardieu uzun yıllar kazıdığı haritaları babasının adıyla imzalamıştır. Kaynak Genç Anacharsis’in Yunanistan’da Seyahatleri (Fransızca: Voyage du jeune Anacharsis en Grèce), Jean-Jacques Barthélemy tarafından yazılan ve ilk olarak 1788’de yayınlanan Anacharsis adlı İskit’in MÖ 4. yüzyılın ortalarında Yunanistan’daki seyahatlerini konu alan kurgusal bir eserdir. Antik Çağ’da Yunanistan’daki yaşamı anlamak için gerekli tüm bilgileri sunan bu eser 19. yüzyıl edebiyatı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. 1788 Fransızca baskısı, bir atlas ve madeni para reprodüksiyonu cildiyle birlikte altı cilt halinde yayınlandı. Roman oldukça popüler hale geldi ve sonraki yüzyılda, sürekli genişletilerek yaklaşık seksen baskı yaptı. İngilizceye, İspanyolcaya, Almancaya, İtalyancaya, Dancaya, Felemenkçeye, modern Yunancaya ve hatta Ermeniceye çevrildi. Bununla birlikte, on dokuzuncu yüzyıl sona ererken, Anacharsis çekiciliğini kaybetti – modası geçmiş görünmeye başladı ve sonuç olarak unutulmaya yüz tuttu. Günümüzde oldukça unutulmuştur. Haritanın içinden çıktığı 1799 baskısı 7 cilt ve 1 cilt Atlas’tan oluşmaktadır. Bu nedenle haritanın sağ üst köşesinde 8. Cilt, Bölüm 1, sayfa 7 ifadesi yer almaktadır. (*) Haritanın 4 farklı çizgi ölçeğinden en altta yer alan “myriametres republicains” ölçeği 1789 Fransız devrimi sonrası kurulan Cumhuriyetçi Hükümetin Paris Bilimler ve Sanatlar Akademisi’nin tavsiyesi üzerine, 1793’te kabul ettiği yeni ondalık metrik sisteme göre hazırlanmış bir ölçektir. Bu ondalık metrik sistem, ortalama güneş gününün 24 saat yerine her biri 100 dakika 1000 saniyeden oluşan on saate bölündüğü yeni bir zaman düzenlemesi üzerine kuruldu. Zaman düzenlemesinde bu değişikliğe bağlı olarak dairenin ve karasal meridyenin kadranı da her biri 60 dakika ve 3600 saniye olan 90 derece yerine, her biri 100 dakika ve 1000 saniye olan 100 dereceye bölündü. Karasal meridyenin ortalama uzunluğunun 10 milyonda biri de, tüm çizgisel ölçülerin birimi olarak belirlenerek tüm önceki standartlarla kıyaslanamaz bir metrik sistem oluşturuldu. Ancak bu yeni “devrimci” metrik sistem bir standart oluşturmak yerine denizcilik, mimari ve mekanik sanatlar açısından olduğu kadar astronomi alanında da inanılmaz bir kafa karışıklığına neden oldu. Devrim öncesinin tüm zaman ve mekân algısını değiştirmeye yönelik bu girişim toplumsal olarak reddedildiği için bir süre sonra işlevsiz hale geldi. 1812’de Napolyon döneminde bu ondalık metrik sistemden vazgeçildi. Daha sonra 1840’da yeniden düzenlenerek metrik sisteme geçildi ve bugün bildiğimiz, evrensel ölçü birimi olan metrik sistem oluşturuldu. Evrensel metrik sistem güneş gününün 24 saat, saatin 60 dakika, dakikanın 60 saniye olarak kabul edildiği bir zaman bölünmesine dayanıyordu. Tüm çizgisel ölçülerin birimi, bir günün 24 saat olarak kabul edildiği zaman bölümlemesine bağlı olarak tanımlanan karasal meridyenin uzunluğunun 10 milyonda biri olarak standartlaştı. **Fransız Cumhuriyet takvimi, devrim sonrasında zamanı ve mekanı yeniden düzenleme gereğinden hareket ederek tasarlanmıştır. Ulusal Kurucu Meclis, ilk başta, Bastille Baskını tarihi olan 14 Temmuz 1789’dan başlayarak “Özgürlük çağını” işaret eden yeni bir takvim oluşturmayı amaçladı. Ancak, 2 Ocak 1792’de halefi Yasama Meclisi, IV. Yıl’ın önceki gün başladığına karar verdi. Bu nedenle yılı 1 Ocak 1789’da başlattı. Ancak 1792’de Birinci Fransız Cumhuriyeti ilan edilince yeni Ulusal Konvansiyon, 1792’nin Fransız Cumhuriyeti’nin I. Yılı olarak bilinmesine karar verdi ve Ekim 1793’te Konvansiyon tarafından kabul edilen yeni takvim, 22 Eylül 1792’yi birinci yılın ilk günü yaptı. Cumhuriyet takvimi, Napolyon’un kaldırıldığını ilan ettiği 1 Ocak 1806’ya kadar kullanılmaya devam etti.
     
  • Théophile Lavallée'nin "Histoire de L’Empire Ottoman, 1855" başlıklı kitabı Thomas Allom'un üst sınıf gravürleriyle birlikte dünyada da aranan nadir eserler arasında yeralıyor. Eser, kitabın 1. baskısı olması sebebiyle ayrıca önem arz ediyor. Yayıncı, Garnier Frères (Paris)... Eserde, Thomas Allom imzalı 18 adet gravür yer alıyor. Kitapta eksik gravür yoktur. VII + 528 sayfa, 27 x 19 cm. Sayfa kenarları 22 veya 24 ayar altınla bezenerek, kitabın cilt kondisyonu bugüne kadar sağlıklı şekilde muhafa edilebilmiştir.
    Kondisyon: (9/10) Kitapta bası sayfalarda yaşa bağlı olarak kısmi sararmalar vardır. Gravürlerde herhangi bir sorun yoktur.
    Değerlendirme notu: Lavallée'nin Histoire de L’Empire Ottoman isimli bu kitabı antik çağlardan ve İslamın doğuşundan başlayarak I. Abdülmecid dönemine kadar Osmanlı İmparatorluğunun gelişimini ve yükselişini ele almaktadır. Temel amacı Osmanlı İmparatorluğunu ya da başka bir deyişle doğuyu sıkıcı ayrıntılarla değil, olayların kısa ve öz anlatımlarıyla Fransız okura tanıtmaktır. Kitap toplam 15 bölümden oluşmaktadır. Bölümler kronolojik bir sırayı takip etmektedir. Eser, Thomas Allom’un çizmiş olduğu karakalem resimlerden gravür tekniği ile basılmış 18 adet tasvirle bezenmiştir Théophile Sébastien Lavallée 1804-1867 arasında yaşamış bir tarihçi ve Coğrafyacıdır. 1826'da matematik öğretmeni olarak Saint-Cyr'e girdi, orada art arda tarih öğretmeni ve coğrafya ve askeri istatistik profesörü oldu. Osmanlı Tarihi yanında “Histoire de Paris depuis le temps des Gaulois jusqu'à nos jours” adı ile Paris tarihini, Fransa tarihini ele alan kitapları da vardır. Yazarlık yanında yayıncılık da yapmıştır. Garnier Frères yayınevi, Garnier kardeşler tarafından 1833’de 19. Yüzyıl kitapçı-yayıncı geleneğine uygun biçimde Paris’te Palais-Royal’in pasajlarında bir kitapçı olarak kuruldu. Dört erkek kardeşin kurduğu kitapçı hızla büyüyerek dönemin önemli yayıncılarından romantik eser ve klasik eser koleksiyonları satın aldı.Musset, Georges Sand, Gautier’in aralarında olduğu dönemin önemli yazarlarını yayınevine bağladılar. Bescherelle’in Dictionnaire national’ini (Ulusal Sözlük) yayınladılar. 1983’te Garnier Freres yayınevi iflas başvurusunda bulunana dek geçen 150 yıl boyunca Fransız yayıncılık alanında önemli bir yer edindi ve olağanüstü bir koleksiyona sahip oldu.Yayınevinin tüm koleksiyonu Presses de la Cite tarafından satın alındı. 2009 yılında koleksiyon, Classiques Garnier ismiyle kurulan bağımsız bir yayınevine devredildi. Classiques Garnier, edebiyat ve beşeri bilimlerle ilgili her şeyi içerecek şekilde kataloğunu genişletti. Günümüzde Fransız ve Frankofon edebiyatı, uluslararası edebiyat, dilbilim, tarih, sanat, müzik, hukuk ve ekonomi ve sosyal bilimler alanlarında önde gelen yayıncılardan biridir ve karton kapaklı, ciltli, karton kapaklı ve dijital olmak üzere dört formatta yayın yapmaktadır.
     
  • Thomas Allom (1804 - 1872), Constantinople and the Scenery of the Seven Churches of Asia Minor (1838) "İstanbul-ve Küçük Asya'nın Yedi Kilisesi'nden Görünümler (1838)". Londra: Fisher, Son & Co., tarihli değil ancak 1838 tarihli, birinci baskı. İki cilt. Başlıkları yaldızlı ve sırtında süslemeler bulunan yarı deri dönem cildi. Dört geniş yükseltilmiş yaldızlı bant, tüm sayfa kenarları altın yaldızlı. Cilt I, ilk bölüm, işlenmiş başlık sayfası, 36 sayfa önsöz bir harita, kırk beş levha ve 84 sayfadan oluşmaktadır. Cilt II, ilk bölüm, işlenmiş başlık sayfası, bir harita, kırk beş levha ve 100 sayfadan oluşmaktadır. 28 x 22 cm. İkinci cildi, usta mücellit eliyle restore edilmiştir.
    Kondisyon: 8/10 (Sırt İyi durumda, yaldızlı başlıklar ve sırtta dört geniş yükseltilmiş şeritli dekorasyon, çok hafif aşınmış.)
    Değerlendirme notu: Thomas Allom (d. 13 Mart 1804 - ö. 21 Ekim 1872), İngiliz mimar ve ressam. Royal Institute of British Architects'in kurucu üyesidir. Aralarında Notting Hill'deki St Peter's Kilisesi ve Ladbroke Estate'in bazı kısımlarının olduğu, Londra'daki pek çok yapıyı tasarlamıştır. Sir Charles Barry ile birlikte Westminster Sarayı gibi pek çok projede yer almıştır. 1827-1871 arasında Royal Academy’de projelerini sergileyen Allom, Britanya Mimarlar Enstitüsü’nün (Royal Institute of British Architects, RIBA) kurucularındandır. Thomas Allom, Avrupa’nın çeşitli ülkelerini resimledi. 1834-1836 arasında mimarlık bilgi ve görgüsünü artırmak amacıyla uzun bir yolculuğa çıktı. Bu yolculuk kapsamında, II. Mahmud döneminde İstanbul’dan başlayıp Anadolu, Suriye ve Filistin’i gezdiği, buralarda resimler yaptığı bilinmektedir. Taslak halinde çizilen bu resimler, İngiliz hakkâkları tarafından çelik üzerine işlenerek gravür olarak Robert Walsh’ın yazdığı bir metin ile birlikte yayımlanmıştır. XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin bazı yerlerini dolaşan ve bu arada İstanbul’da uzunca bir süre kalan ressam pek çok desen yapmış ve bunlar çelik gravür olarak ünlü İngiliz hakkâkları tarafından işlenip İstanbul’da İngiliz elçiliği rahibi Robert Walsh’ın kaleme aldığı açıklamalı bir metinle birlikte Constantinople and the Scenery of the Seven Churches of Asia Minor (İstanbul ve Küçük Asya’nın yedi kilisesinden görünümler) adıyla iki cilt halinde Londra’da yayımlanmıştır (1838). Aynı gravürler L. Galibert ile C. Pellé’nin hazırladıkları açıklama metniyle üç cilt halinde Constantinople ancienne et moderne, comprenant aussi les Sept Eglises de l’Asie Mineure adı altında Paris’te yayınlanmış, metinlerde farklar olmakla beraber resimler aynı klişeler kullanılarak basılmıştır. Bu kitaplardaki resimler arasında Allom’un İstanbul’dan başka Bursa, Manisa, Bergama, Efes, Pamukkale ve Güzelhisar’la ilgili gravürleri de yer alır. Allom gördüklerini en güzel, en canlı şekilleriyle ve ayrıntılarına önem vererek tasvir etmeye çalışan bir sanatkârdır. Bazı gravürleri arasındaki işleniş ve üslûp farkı, ressamın yerinde çizdiği orijinal resimlerin, bu yerleri hiç görmemiş ve şaşılacak derecede çok sayıda hakkâk tarafından işlenmesinden dolayı olduğu düşünülmektedir. Kitabın içindeki resimlerin hepsi Allom’un değildir; bunlardan tamamen uydurma olduğu hissini veren Silivri Kalesi gravürü F. Hervé adlı bir ressama aittir. Aynı şekilde Rumeli ve bilhassa Arnavutluk’u tasvir eden gravürler de başka ressamlarındır. Fotoğrafın henüz bulunmadığı bir dönemde, Osmanlı Devleti’nin başşehri İstanbul’u ve buradaki hayatı zarif bir üslûpla Batı’ya tanıtan Allom’un gravürlerinin birçoğu bugün birer belge niteliğindedir.
     
  • Tobias Conrad Lotter (1717 - 1777), "Avrupa, Asya ve Afrika’yı Kaplayan Büyük Türk İmparatorluğu” temalı harita... Magni Turcarum Dominatoris Imperium per Europam, Asiam et Africam, se extendens Regiones tam proprias, quan tributarias et clientelares ut et omnes Beglerbegatus sive Praefecturas Generales oculis sistens accuratissima cura delineatum per Tob. Conr. Lotter, Chalcogr. Et Geogr. Augs. 1762 tarihli. 58,5 x 50 cm boyutlarında Ölçek: 1 : 11000000 Elle renklendirilmiş. Nadir, orijinal, antika harita.
    Kondisyon: 9/10
    Değerlendirme notu: Tobias Conrad Lotter (1717 - 1777), Alman gravürcü ve harita yayıncısıdır. Lotter, bir fırıncının ve şehir muhafızının oğlu olarak dünyaya gelir. Ünlü harita yayıncısı olan Matthäus Seutter'ın büyük kızı Euphrosina (1709 - 1784) ile evlenir.. 1740 yılında kayınpederinin harita işinde çalışmaya başlar. 1740 ile 1744 yılları arasında, Seutter'ın imzası ile  Atlas Minor’u basılır. Seutter'ın 1757'deki ölümünden sonra, firmayı oğlu Albrecht Karl Seutter (1722 - 1762) devralır. Albrect de birkaç yıl sonra 1762'de ölür. Geriye kalan Seutter harita plakaları daha sonra Lotter ve yayıncı Johan Mitchell Probst (1727 - 1776) arasında bölünür. Oğullarının desteğiyle, Matthäus Albrecht (1741 - 1810), Georg Friedrich (1744 - 1801) ve Gustav Conrad (1746-1776), Tobias Conrad Lotter, kayınpederinin ekonomik başarısı ve profesyonel itibarını sürdürmeyi başarır. Zaman içinde, Lotter, Alman ekolünün en önemli 18. yüzyıl harita yayıncılarından birisi olur. Bu harita Atlas Novus (1762) kitabından çıkmadır. Detaylı el boyaması harita, bakır levha üzerine kazınmıştır. Topoğrafik, siyasi ve idari bölümleri, kasabaları ve köyleri, yer adlarını, nehirleri, ormanları ve dağları içermektedir. Başlık kartuşları renklendirilmiş olup içerdikleri bir Osmanlı padişahı, mitolojik figürler ve tüccarlarla dikkat çeker. 18. yüzyılın en önemli ve üretken Alman harita yayıncılarından birisi olan Georg Matthäus Seutter (1678–1757) tarafından 1727’de yapılmıştır. Matthaus Seutter'in ölümünden sonra işi oğlu Albrecht Carl’a miras kalır. Onun da 1762’de ölmesi ile damadı Conrad Tobias Lotter işi üstlenir. Lotter, yayıncı Johann Michael Probst ile birlikte Atlas Novus’u 1762’de yeniden basar. Bu baskıda bakır plakalardaki Seutter ismi, Tobias Conrad Lotter olarak değiştirilir.
     
  • Willem Janszoon Blaeu'nün (1571 - 21 Ekim 1638) "Turcicum Imperium" (Türk İmparatorluğu) başlıklı haritası, özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun 17. yüzyıldaki topraklarına odaklanır; sınırlarını, büyük şehirlerini ve diğer önemli coğrafi özelliklerini gösterir. Ayrıca, Hollandalı hükümet yetkilisi, tüccar ve bilim adamı (1588-1658) David de Wilhem'e ithaf edilmiştir. “Doğu Akdeniz'i ve Arabistan ile Ortadoğu'yu kapsayan antik Osmanlı İmparatorluğu haritası.” Basım tarihi: 1640 Bakır gravür, kağıt üzerine basılmıştır. El boyaması (orijinal renkli) Boyut: 58 x 50,5 cm.
    Kondisyon: İyi (8/10) Kağıdın yaşına bağlı kısmi ve rahatsız etmeyecek seviyede sararmalar vardır.
    Değerlendirme notu: Willem Janszoon Blaeu (1571 - 21 Ekim 1638); Hollandalı haritacı, atlas yapımcısı ve yayıncıdır. Oğlu Johannes Blaeu ile birlikte Blaeu ailesi, 16. ve 17. yüzyıllardaki altın çağını yaşayan Hollanda ve Hollanda haritacılık ekolünün en önemli figürüdür. Willem Blaeu, ilk kartografik çalışması olan bir küreyi 1599'da, ilk basılı haritasını -Hollanda haritası- 1604'te yayınladı. Ayrıca, deniz haritacılığında da uzmanlaşan Blaeu, Het Licht der Zeevaert (Zeevaert'in Işığı) pilot kılavuzunun ilk baskısını 1608'de yayınladı. Otuz yıl kitap, duvar haritaları, küreler, çizelgeler ve pilot kılavuzlar yayınladıktan sonra, 1630’da çıkardığı ilk atlası, Atlas Eki ile birlikte Blaeu'nun büyük atlas yapımı geleneği başlamış oldu. 1633’te Doğu Hindistan Şirketi’nin (Dutch East India Company - VOC) hidrografçısı olarak atandı. Böylece, en güncel haritalara erişim imkanı ile neredeyse kusursuz haritalar, atlaslar basılmasına olanak sağlandı. Blaeu'nun haritaları; doğrulukları, ayrıntılı dekoratif unsurları ve titiz haritacılık özellikleri ile büyük saygı görüyordu. Genellikle Blaeu'nun hem bilimsel hassasiyete hem de estetik çekiciliğe olan bağlılığını sergileyen süslü kartuşlar, illüstrasyonlar ve süslemeler içeriyordu. Referans: Van der Krogt 2, 8100:2.
     

Title

Go to Top